İngilizce sebzeler
Bu derste sebzeler konusunda ingilizce'de kelimeler öğreneceğiz.
İngilizce sebze isimleri
Yabancılar bizden Türkiye hakkında konuşmamızı istediğinde genellikle milli mutfağımızdan bahsederiz. Tabii ki böyle bir durumda meyve, çilek ve sebzelerin isimlerini bilmeden İngilizce konuşamayız. Son dersimizde İngilizce meyve isimleri konusunu zaten öğrenmiştik. Bu dersimizde İngilizce sebzeler konusunu öğreneceğiz. Bu nedenle, İngilizce yabancılarla en sevdiğiniz yemekler hakkında kolayca konuşabilmeniz için sebzelerin İngilizce isimlerini öğrenmenin zamanı geldi. Ayrıca İngilizce sebze isimleri konusunu öğrenirken İngiliz ve Amerikan İngilizcesindeki sebze adlarında bazı farklılıklar olduğunu unutmayın.
İngilizce'de yeni kelimeleri ezberlemenin en kolay yollarından biri kelimeleri konularına göre gruplamaktır. İngilizce'de sebzeler faydalı bir konudur, çünkü günlük hayatta sebzelerle karşılaşırız. Mağazadan satın alıyoruz, onlardan yemek hazırlıyoruz, bahçede yetiştiriyoruz. Bazı sebzelerin İngilizce isimlerini bilseniz bir çok konularda rahatlıkla İngilizce konuşa bilirsiniz.
Ayrıca, seyahat ederken - bir kafede veya restoranda yemek sipariş ederken veya yabancılarla konuşarken - sebzeleri İngilizce bilmek faydalı olabilir. Yabancı bir misafiri bir restorana götürürken mutlaka milli Türk mutfağına ilgi duyacaktır. Bu nedenle yabancılarla kuru fasulye, dolma, çorba gibi yemeklerden konuşurken sebzelerin İngilizce isimlerini bilmeden onlara hiçbir şey anlatamazsınız.
Çocuğunuza İngilizce öğretmek veya İngilizce yemek tarifleri okumak ve ayrıca İngilizce yemek pişirme programları izlemek istiyorsanız İngilizce sebze isimleri konusu sizin için faydalı olacaktır.
İngilizce konuşurken genellikle farklı sebze ve meyve isimlerini kullanırız. İngilizce konuşan insanlar, konuşmalarında bu meyvelerin adlarıyla birlikte bir takım İngilizce atasözleri veya deyimler bile kullanırlar. Örneğin: (An onion will not produce a rose.) - Soğandan gül açmaz. Bu tür İngilizce atasözleri veya İngilizce deyimlerin farkında olmanın konunun neden gittiğini anlamanızı kolaylaşdırıcağını düşünüyorum.
İngilizce sebzelerle ilgili deyimler.
Cabbage head - Aptal
To pepper somebody - Birini acılamak, hakaret etmek
To be off one’s onion - Çıldırmak, aklını kaybetmek
Cool as a cucumber - Soyukkanlı
Salad days - Salata günleri (gençlik ve tecrübesizlik günleri, acemilik zamanı)
A couch potato - Kanepe patatesi (tembel biri, hiçbir şeyle meşgul olmayan bir kişi hakkında konuşuldukda)
A pea-brained person - Bezelye beyinli insan (Aptal biri)
A carrot top - Havuç kafalı (turuncu saçlı insanlar)
To spill the beans - Fasulyeleri dökmek (başkalarının sırlarını açığa çıkarmak)
Small potatoes - Küçük patatesler (ıvır zıvır, ufak tefek şey) "My apartment was stolen! Most of it was small potatoes and didn’t cost a lot of money, but my laptop was very expensive!" "Dairem çalındı! Çoğu ufak tefek şeylerdi ve çok paraya mal olmuyordu ama leptopum çok pahalıydı!"
to be like two peas in a pod - bir bakladaki iki bezelye gibi olmak (çok benzer olmak) "Eldar and his brother are so similar, you can’t tell who is who. They are peas in a pod." "Eldar ve kardeşi o kadar benzer ki kimin kim olduğunu anlayamazsınız. Onlar bir bakla içinde bezelye."
to be full of beans - fasulye dolu olmak (enerjik ve hevesli olmak) "My little sister is always full of beans; she plays for hours without getting tired or bored." "Küçük kız kardeşim her zaman fasulye doludur; saatlerce yorulmadan, sıkılmadan oynuyor."
İngilizce sebze isimlerinin yazılışı ve telaffuzu.
|
[ ˈvedʒ.tə.bl̩z ] | Sebzeler |
|
[ pəˈteɪtəʊ ] | Patates |
|
[ ˈkærət ] | Havuç |
|
[ ˈkjuː.kʌm.bər ] | Salatalık |
|
[ təˈmɑːtəʊ ] | Domates |
|
[ ˈkæb.ɪdʒ ] | Lahana |
|
[ ˈbiːt.ruːt ] | Pancar |
|
[ swiːt ˈpepə(r) ] | Dolmalık biber |
|
[ ˈeɡ.plɑːnt ] | Patlıcan |
|
[ ˈʌnjən ] | Soğan |
|
[ ˈɡɑː.lɪk ] | Sarımsak |
|
[ ˈkɒl.ɪˌflaʊ.ər ] | Karnabahar |
|
[ ˈpʌmp.kɪn ] | Bal kabağı |
|
[ skwɒʃ ] | Kabak |
|
[ ˈræd.ɪʃ ] | Turp |
|
[ ˈtɜː.nɪp ] | Turp |
|
[ ɡriːn biːn ] | Fasulye |
|
[ kɔːn ] | Mısır |
|
[ˌpiː ] | Bezelye |
|
[ ˈtʃɪk.piː ] | Nohut |
|
[ ˈmʌʃ.ruːm ] | Mantar |
|
[ ˈdʒɪn.dʒər ] | Zencefil |
|
[ ˈhɔːsˌræd.ɪʃ ] | Yaban turpu |
|
[ ˈpepə(r) ] | Biber |
|
[ kɔːˈʒet ] | Kabak |
|
[ ˈspɪn.ɪtʃ ] | Ispanak |
|
[ ˈbrɒk.əl.i ] | Brokoli |
|
[ sɪˈlæntrəʊ ] | Kişniş |
|
[ dɪl ] | Dereotu |
|
[ ˈpɑː.sli ] | Maydanoz |
|
[ ˈbæz.əl ] | Reyhan |
|
[ ˈsel.ər.i ] | Kereviz |
|
[ tʃɑːd ] | Pazı |
|
[ ˈskæl.i.ən ] | Yeşil soğan |
|
[ liːk ] | Pırasa |
|
[ ˈɑː.tɪ.tʃəʊk ] | Enginar |
|
[ ˈlet.ɪs ] | Marul |
|
[ əˈspær.ə.ɡəs ] | Kuşkonmaz |
Eğitimin ücretsiz ve herkes için erişilebilir olması gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden bir süre önce biz tamamen ücretsiz olarak gelişmeye devam etme kararı aldık. Ancak yeni eğitim kursları yaratmaya devam etmek için okuyucularımızın maddi desteğine ihtiyacımız var. İçerik hazırlanmasına, sitemizi geliştirmeye ve ilgili maliyetleri ödemek için yardıma ihtiyacımız vardır. Yaptığımız eğitim kurslarını beğendiyseniz ve faydalı buluyorsanızsa, o zaman bizim hesaplara bağış yaparak bize destek ola bilirsiniz.